Yakında Burada Hizmetinizde...


Ana Sayfa | İletişim | Ziyaretçi Defteri | Resim & Video Ekleme | Resim Galerisi | Video Galerisi | Forum

 

Sarışıh Köyü Web Sitesi

Sarisih Sozluk

 

Alık              : İşlik (genellikle eski ve yamalı giysiler)
Arılık            : Bahşiş olarak verilen para.

Ağrı/aarı       : Bir yerin üzerinden/dolaylarından
Anarya         : Geri, geriye, arka, arkaya. 
Avcarlamak   : Avuçla (salata vb.) karıştırmak.

 

B

 

Balcan         : Patlıcan.

Banadura     : Küçük domates.
Belertmek    : Sinirlice (gözleri) açmak.
Beze           : Yufka ekmek yapılırken hamurun açılmadan önceki kesilmiş hali.
Bocit/Bocut  : Bakır sürahi.
Böğü/Böyü   : Zehirli örümcek.

 

C

 

Cağra         : Sigara

Cardın        : Büyük fare
Celfin          : Tavuğun küçüğü.
Cenderme   : Jandarma

Cere           : Kulplu toprak testi.
Cilis                : Hiç, kesinlikle, asla (Mevcut değil) 

Cıbartmak   : Birinin çıplak yerine vurunca orayı kızartmak.
Cıncık         : Cam.
Cızzangıç    : Bir oyun. (bkz şenlik videoları)
Cülük          : Yavru tavuk, civciv

 

Ç

 

Çaardek      : Çekirdek.

Çapıt           : Küçük bez parçaları
Çebiç          : Küçük keçi.
Çerçi           : Ufak tefek gereçler satan
Çıkla           : Sadece, yalnızca
Çılpık           : Küçük bez parçaları.
Çılpık dilmek: Bez kesmek
Çilimpiz        : Küçük odun/dal parçaları
Çimmek       : Yıkanmak.
Çomça         : Kepçe.

 

D

 

Davar            : Keçi
Davar iti         : Çoban Köpeği
Deha/Deyha  : Orada

Devlikesiğun  : Ertesi gün.
Dezze           : Teyze
Dıkılmak        : İçeri girmek.
Dinelmek       : Ayakta durmak. (nazal n ile)
Dirgen           : Saman/sap atmakta kullanılan iki dişli çatal biçimli alet
Diyal              : Değil

Diyarmen       : Değirmen
Diyaşik               : Sütlerin her dönem bir kişide toplanması usulü ile değerlendirilmesi. Değişik.

Dölek             : Düz arazi.  (ör: Hallean Dölea: Halil ağanın döleği)
Düllünmek     : Pek sarsıcı olmayan bir biçimde sallanmak.(kepçenin yolda giderken sallanması gibi...)

 

E

 

Elööre           : Öyle, o kadar (örnek: eyi diyal elööre)

Elikmek         : Utanmak, çekinmek.
Emmi            : Amca.
Enik              : Köpek yavrusu (it eniği şeklinde)
Eremeke        : Sanki, gibi
Erinmek         : Üşenmek.
Evmek           : Acele etmek.
Eşkare           : Açıkça.

 

F

 

Feri kaçmak  : Zayıflamak ( güneşin/gözlerinin feri kaçtı)

Fırdolayı        : Çepeçevre 

 

G

 

Galan             : Bundan sonra, artik.

Galle              : Sincap
Ganere           : Çok yemek yiyen, gözü doymayan.

Gaypmak        : Kaymak.
Gayfe                   : 1 - Kahve 2 - Kıraathane, kahvehane

Gapcıklamak    : Avuçlamak
Geymek          : Giymek
Geyinmek        : Giyinmek
Gı                   : Kız (ünlem olarak) Örn: Dursane gı!
Gıran               : Yaramaz çocuk.
Gicişmek         : Kaşınmak.
Göbelek           : Kelebek
Göresek           : Adabı-ı Muaşeret.
Gövelek            : Kışın ineklere ikram edilen sarmaşık benzeri bir bitki.
Gövelek tutmak : Buzağıların ilk dışarı çıktıklarında oraya buraya hızla koşmaları 
Guyruölü           : Akrep

 

H

 

Haybahasıl    : Perişan, darmadağın.

Helke            : Kova
Hoşşikçi        : Yalaka, sırnaşık.
Hoyukh         : Korkuluk
Höşet            : Poşet (Bazen Foşet)
Humus          : Beyaz Leblebi

 

I

 

Iraf             :  Raf

Irbık           : İbrik

 

İ

 

İleğan            : Leğen

İleğançe        : Küçük Leğen
İrezil/Erezil    : Rezil
İrişkin            : Sucuk
İtea                : Hamur yoğurmak, ekmak yapmak için kullanılan bir tür savan... (sanırım savanı da eklemeliyiz. )

 

J

 

K

 

Kel                 : Zayıf, kötü (Kel peynir, kel şey) 

Keleş             : Güzel.
Kepkeleş        : Çok güzel / güzelce (örn: yapıversaane kepkeleş)
Kertiş/Kerteş   : Kerkenkele (kısaltma)
Kirpit              : Kibrit
Kındırmak       : Aralamak, aralanmış olarak bırakmak.
Kırkım            : Düğünlerde yeni evliler için toplanan para.

Kirez              : Kiraz
Kirekör                : Kir göstermeyen

Küncü             : Susam.

 

L

 

Lavgar          : Geveze, yuksek sesle konusan..

Lepe             : Bulgurla yapılan bir yemek., bulgur corbasi

 

M

 

Mahana        : Bahane.
Mal              : 1- Mal 2- Hayvan (Mallara yem vermek)

Makine         : Araba, özellikle kamyon
Manıkh             : Kedi Yavrusu (kedi eniği denildiği de vakidir)

Mart sıpası   : Yerinde duramayan.
Mayalı          : Pideye benzer bir çörek.
Mayış           : Maaş
Merduvan     : Merdiven
Menevşe      : Menekşe
Mitil             : Döşek ve yorgan içi

Motur               : Traktör 
Müttehim olmak: Zorunda kalmak, eline bakmak. Birine mecbur kalmak


N

 

Namazla      : Seccade.

 

O

 

Ocutmak          : Uzaklaştırmak, (özellikle duygusal baskı ile)
Omisilli            : Harika, eşi benzeri olmayan (omisilli çocuk) (omusilli biçiminde de söylenir).

Ondan kellim    : Ondan sonra.
Orbuk              : Serin ve karanlık mağara, obruk.

 

Ö

 

Ödü sıtmak    : Çok korkmak.

Övez              : Hayvanların kanını emen bir tür sinek. 

 

P

 

Pançalamak      :Avuçlamak.

Palıza               : Bir tür tatlı...
Peşkir               : Havlu (el havlusu)
Pırtmak/Portmak: Kopmak, yerinden çıkmak...
Punar                : Pınar (nazal n (ng) ile ) 

 

R

 

S

 

Sabın                   : Sabun
Sadır                   :  Biriktirilmiş hayvan (özellikle inek) dışkısı. Gübre.
Sahre                  :  Piknik
Sap                : Biçilmiş ekin

Satlıkçı           : Satıcı
Sınıkçı            : Kırık çıkıklara bakan halk hekimi.
Sırt                 : Giysi

 

Ş

 

Şaflık             : Aydınlık
Şalak             : Küçük karpuz.

Şelek             : Sırtta taşınacak miktarda ekin yığını
Şireli              : Tatlı, şekerli    
Şoora/şoorda  : Şurası/ Şurada (Taşoorda)  

 

T

 

Takhdelen      : Ağaçkakan
Tahra             : Odun kesim aleti. 

Taka/Takha    : Pencerenin hemen önündeki malzeme konabilecek alan.  
Talkın            : Telkin
Taman           : Zaten vb.
Tana              : Dana
Taplamak       : Belli bir zamanı ya da durumu yakalamak, kaçırmamak için takip etmek,
Tavsımak       : (Birşey) Etkisini azaltmak, ("yağmur tavsıyınca yola çıkarız" gibi)
Teker             : Bisiklet
Tehlemek       : Gözetlemek, dikizlemek
Tomafil           : Otomobil
Tomsarmak    : Surat asmak.
Tapayı atmak  : Hiçbir şey yapamayacak kadar bitkin düşmek.
Tatarca olmak :  Üşütüp mideyi ekşitmek...

 

U

 

Ulakseplek    : Eklemeli, parçalı, düzensiz. 

Ulmak           : Meyvelerin bozulması.
Ulu Yol          : Ana yol
Urasa            : Hastalığa karşı okuma, üfleme, afsunlama.

 

Ü

 

Ümük                : Boğaz

Ümüksüz           : Boğazsız, iştahsız
Ümüğü düşmek  : Açlıktan ölmek
  
V

 

Y

 

Yaba                      : Saman atmakta kullanılan çatal biçimli ahşap ya da metal alet
Yamaş                   : Yamaç
Yannık                   :  Yayık

Yalbır yalbır etmek   :  Parıldayarak dalgalanmak ya da dalgalanarak parıldamak
Yağlık                     : Başörtüsü, yazma.

Yeğni                      : Hafif
Yemeni                           : Ayakkabı, son dönemde özellikle lastik olanlar için
Yolak                               : Geçit
Yolleki                             : Bir şaşırma ünlemi 
Yoymak                          : İsraf etmek, boşa gitmesine neden olmak..

Yumuş buyurmak     :  İş buyurmak.
Yuka                       : Yufka, ince
Yülemek                  :  Bilemek.

 

Z

 

Zepse           : Sebze
Zıknabıt         : (orj. zehir gibi acı... zaknabut) Günlük kullanımda, problem olan, arızalı mekanizma, ayağa dolanan vb.

Zıvrınmak      : Sürtünmek.
Zibil                : Çöp.
Zipçik gibi      : Çok dar (özellikle pantolonlar için)
Ziv ziv gezmek:Boş boş gezmek.
Zokurdanmak : Kendi kendine başkalarına kızmak.
Zorlak             : Fazla çalışmaktan kolların, bileklerin vs. şişmesi.

Zorsunmak   : İş yapmak istememek

 

www.sarisihkoyu.tr.gg
 


Alıntıdır...: www.ziflik.azbuz.com
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol